16. GÜN “HOŞÇA KAL”

S c r o l l D o w n

Paşa solgun,
Samatya çoktan uyuşmuş
Hırıldıyor gece solurken.
Sol omuzumun ön kısmında
Bir bıçak yarası,
Daha da acıyor soğurken.
Sen olsaydın, İstiklal diye tutturmuştun.
Ama biliyor musun?
İstiklal yetimhaneden kovulmuş oğlum.
Cihangir bir torbacının koynunda!
Kesik kesik inliyormuş
Tümsek göbeğini emdirirken o soysuza.

Hadi diyelim herşeye rağmen
Basıp gittik Kuledibi’ne,
Anlatabilecek misin derdini kimseye?
Ya da anlayabilecek mi kimse?
Ki benim fena sarhoş olasım var…
Ya da bir sarhoşun suratını dağıtasım.
Hoş! Aynı şey sayılır bir yerde…

Paşa solgun ben solgunum
Ve gece dönüşlerinde üşüyorum
Ceketim sırtımda titriyor!
Ne zaman uyansam kan ter içinde,
Bir kadın bacaklarını
Alnımdan aşağı sallandırıyor.

Şimdi sen yoksun ya,
Özledim desem ayıp olur
Özlemedim desem yalan.
Merak ediyorum da
Orda anlayan var mı sanatından?
Mükemmel yaptığın iki kusurdan:
Sigara içmenden, aşık olmandan.
Tanıyan var mı seni,
Herhangi iki mısrandan?

Yoksa da varmış gibi yap oğlum
Çünkü Paşa solgun ben solgunum.
Ne varsa beni tutan
El yazılarından tanıyorum.
Yorgunum…
Çok şiirden bir kadına ulaşma arzusu
Aldı başını gitti…
Orda burda bıraktığım parçaları
Kara pekmez döküp
Ekmek banan adamlara bağışlıyorum!
Asıl ben gittim buralardan oğlum
Ve hayatımda ilk defa
Hoşça kal diyorum…

HOŞÇA KAL…

1 yorum “16. GÜN “HOŞÇA KAL”

Comments are closed.