5. GÜN “YOL”

S c r o l l D o w n

Şimdi altmışyedi model bir Amerikanla yolda olmalıydık.
Direksiyondan vites, ön koltuk yekpare.
Bacak aralarımızda kara şişeler, sigara küllükte
Tek kapı, eğik tavan,
Kelebek camından su giriyor…
Höparlörlerinden Miles Davis yalnızlık üflüyor
Kilometrelerce susmalıydık.
Beyaz çizgileri yutmalıydı sekiz silindir
Doymamalıydı!
Yağmur o kadar dinmemeliydi ki
Sonunda denizi görmeliydik.
Çarşaf gibi… Bizi özendirmeliydi körfez.
Tam da o an elimi tutmalıydın
Teyipte yalnızlığın riffleri…
Arka koltuğa sen uzanmalısın
Boşu koyup doluyu almalı çünkü birileri.
Torpido avuç içinle iki kere vurmadan açılmaz
Zaten değiştirme kasedi.
Başını pazarlıksız bıraksan da bozmaz
Omuzlarım yalnızlığımızı.
Güzelliğin ön cama vurmalı,
Esmerliğini süpürmeli silecekler,
Başka güzelliklerin de olduğunu hatırlatmalı.
Ve ben dikizi terse çeviriyorum
Arkaya bakmak için erken olmalı.
Sebepsiz yere gülmelisin,
Gözbebeklerin de gülmeli!
Sana cigara yapmayı öğrettiğim için
Şükran ve gurur duymalıyım her kahkahanda.
Bordo deri yapışmalı bacağına
Ve koltuktaki yırtığı parmağınla genişletmelisin
Sana kızamamalıyım
Sana kızamamalıyım…
Benzin almak için durmak aklımıza gelmemeli;
Hiçbir şey için durmak aklımıza gelmemeli
Aşık olduğun o çirkin adamı unutmalısın
Ve seviştiğin tüm diğer kadınları
Beni de unutmalısın hatta
Ve teyipte unutulmanın eksik minörleri…
Oynayıp durma şu torpidoyla
Arka koltuğa uzan bir daha
Ve sen uzanırken bacaklarını kesmeliyim
Bir kahkaha daha patlatmalısın,
Tavan döşemesinin sararmışlığında çınlamalı sesin
Ve bir yanıp bir sönmeli!
Durup dururken bir öpücük
Evet, kuru ama sıcak bir öpücük
Çarpıştırmalı iç organlarımı.
Sonra bir kahkaha da benim için ve
Tüm uslanmazlar için koparmalısın azı dişlerinden.
Yol bitene kadar sürmeliyiz
Teyipte kaybolmuşluğun pentatonik gamları.
Bir tren yolu olmalı yolumuzu kesen
Son bir kez uzan arka koltuğa
Geliyorum istop edip.
Ve trenler gidip geldikçe makaslar sallanmalı!